Kayıtlar

Haziran, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

ZEHİRLİ DUMAN

Resim
      Hepinize merhaba sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında sizlerle "Gülünce öleceğiniz bir dönemden " bahsedeceğiz  dilerseniz başlayalım. 1991’de, Rhode Island’daki bir lisedeki bazı öğrenci ve öğretmenler, havalandırma sisteminden zehirli dumanlar geldiğini düşündüler. Bu dumanı ilk fark eden 14 yaşındaki kız çocuğu ağlayarak yere düştü. Midesinin ağrıdığını ve gözlerinin acıdığını söyledi. Diğer öğrenciler ve o odadaki öğretmen de daha sonra aynı semptomları yaşamaya başladı. Büyük bir korkuyla hepsi koridora koştular. Kısa süre sonra, koridoru net bir şekilde görebilen bitişik sınıflardaki öğrenciler ve öğretmenler de semptomlar yaşamaya başladı. Sonunda 21 kişi (17 öğrenci ve 4 öğretmen) acil servise gitti. Hepsi baş dönmesi, baş ağrısı ve mide bulantısından şikayet ediyordu. Ancak devamında yapılan araştırmada okulda toksik gaz kanıtı bulunamadı. Çocukları ve öğretmenleri tedavi eden doktorlar, salgının Basra Körfezi Savaşı sırasında kimy

DANS DANS DANS

Resim
    Hepinize merhaba sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında sizlerle "Dans Salgınından" bahsedeceğiz  dilerseniz başlayalım. Temmuz 1518’de Strazburg şehrinde (o zamanlar Kutsal Roma İmparatorluğunun bir parçasıydı) ani ve kontrol edilemez gibi görünen olay meydana geldi. 400 erkek ve kadın yorgunluktan bayılana kadar dans etti. Diyeceksiniz ki nesi var bunun buyrun devam ediyoruz efendim.. Önce 1518 Temmuz ayında Frau Troffea olarak bilinen bir kadın sokağa adımını atıp sessizce dans etmeyi başladı. Neredeyse bir hafta boyunca uyumadan, yemek yemeden solo dansına devam etti. Sonrasında ona başkaları da katılmaya başladı.İlk başta 34 kişi kadardılar. Ancak Ağustos ayına gelindiğinde, dans salgını 400 kişiyi etkisi altına almıştı. Yerel doktorlar konuya bir açıklama getiremiyordu. En sonunda bunun kanın fazla ısınması ile ilgili doğal bir hastalık olduğuna karar verildi. Tedavisi de hastalıktan kurtulana kadar dans etmekti. Bu olay tarihe 1518 dans

MOĞOLLARIN MERYEMİ

Resim
  Hepinize merhaba sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında sizlerle "Moğolların Meryeminden " bahsedeceğiz  dilerseniz başlayalım.   Maria  Komnini Paleologina Diplovatacina 1252’de Küçük Asya’nın Iznik şehrinde doğdu. Önemli bir generalin gayri meşru kızıydı. Imparatorluğu, onu ele geçirmiş olan ve nefret edilen haçlılardan geri almayı konuşan ve 1261 de Altın Kapı’dan geçen sekizinci  Mihail Paleologu’nun kızı. O zamanlar, Iznik’te elli yedi sene aralıksız devam eden sürgünden sonra Mihail, Bizanslıların Konstantinopolis’lerine geri dönmelerine rehberlik etti, haçlıları perişan hale getirdikleri şehirden sınır dışı etti ve Doğu Roma Imparatorluğu  (Bizans ) yeniden ortodoksluk havasını soludu. Ancak  Maria Komnini, memleketinin yeniden inşaasından zevk almaya uzun yıllar nail olamıyor. Babası diplomatik nedenlerle, henüz oniki yaşındayken, onu gelin olarak Asya’nın uzak yerlerine gönderme kararı aldı. Cengiz Han’ın torunu ve Kubilay Han’ın genç ka

BABA

        Hepinize merhaba sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında sizlerle "babalarımızda" konuşacağız  dilerseniz başlayalım. Bazen kızsak da, çoğu zaman küssek de kızların ilk aşkı, erkeklerin de ilk sırdaşıdır babalar. Çoğu sert mizaçlı olsa da evimizin neşesidirler, akıl danışılacak en iyi arkadaş, sıkışınca çalınacak en güzel kapıdır babalarımız. Bizim gibi düşünüyor olacak ki Sonora Smart Dodd adlı hanımefendi anneler gibi babaların da özel bir güne ihtiyacı olduğunu savunmuş, eşini kaybeden ve altı çocuğuna tek başına bakan babasının doğum tarihi olan 5 haziran için kolları sıvamıştır. Fakat Amerikan İç Savaşının yaralarını hala taşıyan toplum da 5 haziranda böylesi bir kutlamaya hazır olmadığından Haziran ayının üçüncü pazar gününe kadar ertelemişler. Bu olaylardan haberdar olan Amerika Birleşik Devleti Başkanı Calvin Coolidge kutlamaları desteklemiş ama resmiyete koymamıştır. Bir süre sonra hükümetin değişmesi ile konu tekrar öne sürülmüş Ly

GÜLERSENİZ ÖLÜRSÜNÜZ

Resim
     Hepinize merhaba sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında sizlerle "Gülünce öleceğiniz bir dönemden " bahsedeceğiz  dilerseniz başlayalım. Tarihler 1962 yılını gösterdiğinde Tanzanya da çok garip bir salgın hastalık çıktı.  Tanzanya’nın Kashasha köyünde bulunan kız yatılı okulunda üç kız öğrenci arasında gülme krizi çıktı. Sonrasında salgın tüm okula yayıldı. Bu salgın diğer birçok salgından farklı olarak doğrudan direk hastalığa sebep olmuyordu. Aksine insanların gülmesine yol açıyordu.  Sorun şu ki bu gülme kontrolsüz biçimde gerçekleşiyordu. Salgın nedeniyle okul bir süreliğine kapatıldı. Ancak yatılı öğrencilerin evlerine gönderilmesi salgına daha büyük bir yayılma alanı sundu. Salgın diğer köylerde de çoğunlukla gençler arasında yayılarak etkisini arttırdı. Aralıklarla ortaya çıkan ve yaklaşık 18 ay süren bu salgın toplamda 1000’den fazla kişiyi etkiledi, 14 okul kapatıldı. Hastaların semptomları, birkaç saatten 16 güne kadar süren tekrarla

AFRİKALI KADINLAR

Resim
 Hepinize merhaba sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında sizlerle "Afrika da ki kadınların değişik güzelliklerini" konuşacağız  dilerseniz başlayalım. Coğrafyalar değiştikçe insanların beğenileri, güzellik algıları da değişmektedir. Günümüzde kadın ya da erkeklerin hoşlandığı kişileri kendilerine çekmek için kullandıkları sözde "güzellik algıları" eski zamanlarda farklı amaçlar için kullanılıyormuş.  Kadınların obje olarak görüldüğü, köle olarak satıldıkları dönemlerde güçlü, çevik insanların coğrafyası olan Afrikaya gözler dikilmiştir. Avrupalıların köle olarak insan satın aldığı dönemlerde, Afrikalı kadınlara büyük ilgi duyuluyormuş. Topraklarından ayrılmak istemeyen kadınlar ise kendilerini çirkinleştirerek, "seçilen" olmamaya çalışırlarmış. Kimisi dudağının iç kısmına jilet koyar, kimisi alt dudağına belirli çaplarda halkalar takar, kulak memelerini keser ya da vücutlarına ateşle şekiller çizerlermiş. Bazı kabileler ise kadı

DİN VE MANTIK

Resim
Hepinize merhaba sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında sizlerle "din ve mantık" konuşacağız  dilerseniz başlayalım. Din ve mantık arasında bağlantılar ve ilişkiler vardır, ancak tam olarak nasıl bir ilişkiye sahip oldukları konusu tartışmalıdır. Din, genellikle inanç sistemleri, ritüeller ve ahlaki değerlerin bir bütünü olarak tanımlanırken, mantık ise akıl yürütme, düşünce süreçleri ve doğru sonuçlara ulaşma yöntemleriyle ilgilenen bir disiplindir. Bazıları din ve mantık arasında bir çatışma olduğunu düşünürken, diğerleri ise ikisinin uyumlu olabileceğine inanır. İşte din ve mantık arasındaki bazı ilişkilerin örnekleri: Tanrı'nın Varlığı: Din, genellikle Tanrı veya Tanrısal varlıkların var olduğunu savunur. Mantık ise argümanları değerlendirme ve analiz etme süreciyle ilgilenir. Tanrı'nın varlığını savunan veya reddeden argümanlar mantık yoluyla ele alınabilir ve değerlendirilebilir. Teolojik Argümanlar: Teolojik argümanlar, mantık ve fel