Kayıtlar

Ekim, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

KİM BU SÜLEYMAN PAŞA?

Resim
 Herkese merhaba sevgili kırmızı defter okuyucuları. Kırmızı defterin bu sayfasında sizler ile Rumeli Fatihi olarak bilinen Süleyman Paşa'yı tartışacağız. Dilerseniz başlayalım... Kaynaklarımızda adı neredeyse hiç anılmasa da Orhan Beyin oğlu olduğu bilgisi bizlere kırmızı kuşlar tarafından iletildi sevgili okurlarımız.Orhan beyin Nilüfer hatun ile birlikteliğinden doğduğu düşünülen Süleyman paşa Rumeli diyarlarının fatihidir ve bu şekilde sembolize edilmektedir. Kendisine İzmit civarlarından tımar toprağı verilmesi ile tarih sahnesine çıkan Süleyman paşa tam bir kılıç ustasıdır. Bu mahiyeti sayesinde kısa sürede bir çok toprak almış ve Balkanlara gözünü dikmiştir.Hedefi oldukça basit olan Süleyman paşa öncelikle Çanakkale seferini tamamlamış, bu şekilde hayali olan Balkanlara da rahatlıkla geçiş yapabilmiştir. Önceleri sanki bir seyyar, bir tüccar edasıyla Balkanları karış karış gezmiş nerede ne yapabileceğini planlamıştır. Daha sonrası ise hazırlıklara başlamış fetihlere girişmiş

ASIL KURUCU KİM ?

Resim
 Herkese merhaba sevgili kırmızı defter okuyucuları. Kırmızı defterin bu sayfasında sizlere temel hatlarıyla Osmanlı Devletinin kurucusunun kim olduğunu anlatmaya çalışacağız. Dilerseniz başlayalım; Bilinen ve öğretilen tarihte Osmanlı Devletinin kurucusunun Osman Bey olduğu hatta isiminin de buradan geldiği anlatılmaktadır. Fakat yapılan araştırmalar ve incelenen arşiv belgeleri sonucunda bu konu hakkında büyük bir sır perdesini de beraberinde aralamaktadır. Kaynaklarımız da anlatılan tarih gibi Orhan beyin ve Osman beyin adının adını sıkça kullanmaktadır.Oğuzların kayı boyuna bağlı olduğunu bildiğimiz bu iki isim ve boy adı sekteye uğramadan doğrulanmış ve kabul edilmiştir. Orhan Bey Bilecik, Yarhisar, İnegöl hatta Yenişehir'e fetihler düzenleyip bir de başarı sağlayınca hem Bizans'ın hem de İslam devletlerinin dikkatini çekmiştir. Bizans bu duruma dur demek ve Orhan beyin dikkatini başka bir yere çekmek için II. Alaeddin Keykubad'a saldırmıştır. II. Alaeddin Keykubad da

KIZ KULESİ

Resim
 Herkese merhaba sevgili kırmızı defter okuyucuları. Kırmızı defterin bu sayfasında sizlere dillere ve ruhlara destan olan Kız Kulesini anlatacağız. Dilerseniz başlayalım;  Kız kulesinin mö. IV. yy da Yunanlılar tarafından İstanbul boğazının en hırçın yerine Üsküdar sahiline yapılmıştır. Günümüzde Üsküdar da bulunan ve Roma İmparatorluğundan kalma maalesef ki tek eserimizdir. Dillere destan gönüllere ferman olan Kız kulesinin birden fazla rivayet ve hikayesi vardır. Kalemimiz yettikçe sizlere anlatacağız sevgili okurlarımız. Antik çağ tarihçilerimize göre Kız kulesi Atinalı bir denizci tarafından kurulan ;deniz ticareti için kullanılan gümrük noktalarından sadece biriydi. Bu rivayeti çok yavan bulduysanız buyrun bir de Roma dönemine bakalım... Yüzyıllar sonra yani Byzantion, Konstantinopolis olduktan sonra buraya ilk kule dikilir. Romalı tarihçilere göre bu ilk kuleyi yaptıran kişi, Roma tarihinde önemli bir hanedanlık olan Komnenos hanedanından, İmparator Manuel Komnenos’tur.  İmparat

SAVAŞIN YIKAMADIĞI GİZLİ CANAVAR

Resim
Herkese merhaba sevgili kırmızı defter okuyucuları. Kırmızı defterin bu sayfasında sizlere "iki Dünya Savaşını görmüş" bir markadan bahsedeceğim. Ama öncesinde bu marka için biraz geriye sarıp 1906 yılına gidelim.  1906 yılında Danimarkalı bir yatırımcı olan Jørgen Skafte Rasmussen Almanya’nın Saksonya bölgesinde Zschopau isimli küçük bir kasabada eski bir atölyeyi satın alır ve buharlı araçlar üretmeye başlar. Firmasının adını da Almanca ’da buharla çalışan otomobil anlamına gelen (Dampf kraft wagen) kelimesinin baş harflerinden oluşturur. Fabrika kurulduktan tam beş sene sonra I. Dünya savaşı meydana gelir ve bu dönemde Almanya ordusu için çeşitli ekipmanlar üretilmekleydi. Savaş sonrası halkın alım gücünün azalması DKW markasının motosiklet üretmesi için geçerli bir sebep olmuş ve 1922 yılında ilk motosikletini üretmişlerdir. Kısa sürede ülkeler arasında gerçekleşen yarışların çoğunda şampiyon olup adını tüm dünyaya hızlıca yaymaya başlamıştır.Her şey çok güzel giderk

AVRUPANIN ESKİ ZENGİNLERİ

Resim
  Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları; Kırmızı Defterin bu sayfasında sizler ile  Orta Çağ Avrupasının en üst zümrelerinden biri olan Aristokratları ve biraz da burjuvaları konuşacağız, dilerseniz başlayalım. Orta Çağ Avrupa toplumu bildiğiniz gibi uzunca bir dönem karanlık yaşamış, bu karanlığı yine kendileri sonlardırmışlardır.  Bu son bildiğimiz gibi Avrupanın aydınlanmasına ve günümüz haline gelmesine neden olmuştur. İlk kez Atina devletlerinde karşımıza çıkan ve halkın en önemli kısımları olduklarını düşündüklerimiz Burjuvalar;  Avrupa toplumunun toplumsal statülerini şat o, köy sahibi olma gibi vasıfları vardır. Orta Çağ da günlük hayatın akışı şu zamandan çok farklı değildir. Ekonomi ile eş zamanlı ilerleyen sosyal hayat, klisenin müdaheleleri çerçevesinde burjuvalar için rahat geçmekteydi. Balolar, eğlenceler, felsefe toplulukları, çeşitli kıyafetler, sanat söyleşileri derken hayatları akıp gitmekteydi. Sevgili okurlarımız yanlış anlamayınız sadece zevk ve se

MEHTERANLAR

Resim
  Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları; Kırmızı Defterin bu sayfasında sizleri dünyanın en eski ve ilk ordu bandosunun tarihine götüreceğiz dilerseniz başlayalım. Bildiğimiz adıyla Mehteranlar, tarihte ilk kez Hun devletinde görüldüğü söylenmektedir. Ama bu konuda elimizde ki belgelerin hem resmi hem de yeterli olmaması  gözleri bir sonra ki belgeye Orhun Kitabelerine  dikmemize neden oluyor. Kitabelere göre özel günlerde, tuğ, kübürge adıyla hakana çalınır, ilerleyen süreçlerde ise hakimiyet  sembolü olarak kullanılmıştır. Selçuklu devletinde de görülen bu durum Selçuklu beyi II. Gıyaseddin Mesud'un Osman Gaziye yolladığı tuğ-sancak-zil-davul hediyeleri ile bizim topraklarımıza da giriş yapmıştır. Selçuklu devletinin dilinde yani Türk dilinde pek ulu, en büyük, reis anlamlarını taşıyan mehteran Fars kökenli bir kelimedir ve Farsçada hakimiyet , mihver anlamlarına gelmektedi r. İçerisinde zurna, kurrenay, mehmet düdüğü, davul, kudüm, nefir, nakkare, zil gibi enstr

ŞİNZO ABE SUİKASTİ

Resim
  Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları; Kırmızı Defterin bu sayfasında sizler ile suikast sonucu hayatını kaybeden devlet erkanı serimizin üçüncü yazısı olan  Şinzo Abe suikastini inceleyeceğiz dilerseniz başlayalım. Güncel tarihin bir parçası olan Şinzo Abe geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetmiş, teknolojinin de ilerlemesiyle varsayım ya da teorilerden çok video görüntülüleri ile suikaste kurban gittiğinin tüm dünya görmüştü. Peki neden ? Şinzo Abe Japonya tarihi boyunca en uzun süre başbakanlık yapan kişidir. Kurduğu hükümet başta Türkiye olmak üzere bir çok devletle iyi geçinmiş, çok radikal olmayan tutumu, halkına dokunuşu ve sıcakkanlılığı ile kısa sürede yerini sağlamlaştırmıştır. II. Dünya Savaşı sonrasında doğması fikirlerine ve kişiliğine oldukça katkısı bulunduğunu bir röportajında söyleyen Abe Japon tarihi boyunca da en genç iktidara gelen başbakan ünvanına da sahiptir. Toplumuna bu kadar ilkleri yaşatan bir başbakan neden ve kim tarafından suikaste uğrar k

ÖZAL SUİKASTİ

Resim
    Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları; Kırmızı Defterin bu sayfasında sizler ile suikast sonucu hayatını kaybeden devlet erkanı serimizin    dördüncü yazısı olan , Turgut Özal suikastini inceleyeceğiz. Keyifli okulamalar. Malatyanın en sevilen insanlarında biri olan Turgut Özal ( seversiniz sevmezsiniz biz tarafsız yazmak zorundayız)  Türkiye Cumhuriyetinin 8. Cumhurbaşkanıdır.  Eğitimine İstanbul da başlayan Özal daha sonra kendini siyasete atmış ve halkı kucaklamıştır.  Başbakanlık görevi sırasında Anavatan Partisinde de genel başkanlık yapmış daha sonradan Cumhurbaşkanlığına aday olmuştur. Önüne çıkan engelleri hızlıca aşan Özal, Mustafa Kemal Atatürk'den sonra görevi başında ölen ikinci cumhurbaşkanımızdır. Peki nasıl suikaste uğradı? Olayımız, 18 Haziran 1988 günü Anavatan Partisi' nin olağan genel kongresi yapıldığı sırada gerçekleşmiş. Özal , konuşma yapmak için kürsüye çıktıktan kısa bir süre sonra saat 12.18'de Kartal Demirağ adlı bir saldırgan