ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

MEHTERANLAR

 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları; Kırmızı Defterin bu sayfasında sizleri dünyanın en eski ve ilk ordu bandosunun tarihine götüreceğiz dilerseniz başlayalım.

Bildiğimiz adıyla Mehteranlar, tarihte ilk kez Hun devletinde görüldüğü söylenmektedir. Ama bu konuda elimizde ki belgelerin hem resmi hem de yeterli olmaması  gözleri bir sonra ki belgeye Orhun Kitabelerine  dikmemize neden oluyor. Kitabelere göre özel günlerde, tuğ, kübürge adıyla hakana çalınır, ilerleyen süreçlerde ise hakimiyet  sembolü olarak kullanılmıştır. Selçuklu devletinde de görülen bu durum Selçuklu beyi II. Gıyaseddin Mesud'un Osman Gaziye yolladığı tuğ-sancak-zil-davul hediyeleri ile bizim topraklarımıza da giriş yapmıştır.Selçuklu devletinin dilinde yani Türk dilinde pek ulu, en büyük, reis anlamlarını taşıyan mehteran Fars kökenli bir kelimedir ve Farsçada hakimiyet, mihver anlamlarına gelmektedir. İçerisinde zurna, kurrenay, mehmet düdüğü, davul, kudüm, nefir, nakkare, zil gibi enstrümanlar vardır. Ekibin başında mehterbaşı ağası, mehterbaşı adlı bir yönetici durur ve tüm kişileri o konuta eder.Osman Gaziye gelen bu hediye Tabli Ali Osman sesiyle giriş yapmış, sonrasından kalıcı bir yer edinmiştir.


Osmanlı Devletinin ilk zamanlarında günde beş vakit ( namazlardan önce) mehteranlar işe koyulur halka haber verirdi, daha sonrasında ise sadece özel günlerde çalınmasına izin verilir hale gelmiştir. Osmanlı Devleti mehteranları çok farklı bir alanda kullanmayı kafaya koymuştu. Mehteranları çıkardığı çok yüksek ses düşmanlarını korkutabileceği düşünmüşler ve savaş alanına götürmüşlerdir. Osmanlı Devletinin bu planı başarı ile sonuç vermiş ve savaş alanlarının aranan sesi olmuşlar. 

Sevgili Kırmızı Defter okuyucuları sizler hiç mehter marşı dinlediniz mi ? Yorumlarda buluşalım ?


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞEKERLEME

BALBAL

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI