Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında biraz ağzımız tatlansın diye düşündük ve Osmanlı şekerlerinden bahsetmek istedik. Dilerseniz başlayalım…
Osmanlı devletinde şeker çok önemli bir yere sahipti. Bunun nedeni şekerin oldukça pahalı olması ve genelde devlet büyüklerinin sert ve zor geçen divan toplantıları sonrasında “ağızları tatlansın” amacıyla dağıtılırdı. Halk ? Evet ya halk. Halk maalesef ki şekeri belirli zamanlarda kullanılırdı. Bunun bir nedeni ekonomik bir nedeni ise bulunmasının zorluğuydu.
Osmanlı hanedanlığı bu durumu tatlı bir adet-gelenek haline getirmek için çalışmış. Şeker dönemi denilen bir gelenek bulmuşlardır. Sarayda güzel bir haber geldiğinde, şehzade doğurulduğunda ya da sultan güzel bir fetih yaptığında saray da renk renk şekerler yapılır, halka ve sarayın haremine dağıtılırmış. Ama her şeker değil. Osmanlı devletinin ilk zamanlarında sadece sultana özel olan “rahat-i halküm” adı verilen bu şekerlenin halk tarafından üretilmesi de yenmeside kati suretle yasaklanmış. İlerleyen dönemlerde üretilmesine izin verilse de hala tam tarifi gizli tutulmaktadır.
Diğer şekerlemeler ise; meyve özleri ile karıştırılan, kokuları tüm osmanlıyı saran şekerlemelermiş. Tabi ki “akide” şekeri de bunların en başında bulunurmuş.
Sarayda her işin özel bir ekibinin olduğunu artık biliyoruz sevgili okurlarımız. Şekerlemeler için de tabii ki özel bir bölüm var. “Helvahane-i Hassa Ocağı” sadece şekerlemeler yapan ve zamanını şekerleme bulmaya harcayan bir alandır. Çok güzel bir meslek değil mi ?
Peki sizin en sevdiğiniz şekerleme ne? Yorumlar da buluşalım.
Bir sonra ki yazı da görüşmek üzere KIRMIZI DEFTER de kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder