ÖZAL SUİKASTİ
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları; Kırmızı Defterin bu sayfasında sizler ile suikast sonucu hayatını kaybeden devlet erkanı serimizin dördüncü yazısı olan , Turgut Özal suikastini inceleyeceğiz. Keyifli okulamalar.
Olayımız, 18 Haziran 1988 günü Anavatan Partisi'nin olağan genel kongresi yapıldığı sırada gerçekleşmiş. Özal , konuşma yapmak için kürsüye çıktıktan kısa bir süre sonra saat 12.18'de Kartal Demirağ adlı bir saldırgan tarafından iki kez ateş edilmiş ve kurşun Özal'ın önünde bulunan mikrofonun ayağından sekip sağ el başparmağını yaralamıştır. Özal bunun ardından yaralı halde kürsüden şu sözleri söylemiştir: "Bilhassa belirtmek istiyorum; Allah'ın verdiği ömrü, onun isteğinden başka alacak yoktur, biz de ona teslim olmuşuzdur".
Suikastçı , Özal'a ateş ettikten sonra kaçmaya çalışmış ancak başbakanın korumalarından birinin açtığı ateşle yaralanması sonucu yakalanmıştır. Önce idama mahkûm edilen Demirağ'ın cezası 20 yıl hapis cezasına çevrilmiştir. Demirağ 4 yıl hapis yattıktan sonra Turgut Özal tarafından 1992 yılında affedilmiştir. Sevgili okurlarımız sanmayın ki Özal bu olay sonrası hayatına normal devam edebildi... Maalesef ki bu sadece ilk suikast girişimiydi ikincisi ise üzülerek söylüyoruz ki ölümüne neden oldu. Bir toplulukta tüm önlemlere rağmen Turgut Özal'ın limonatasına katılan arsenikle zehirlendiği iddiasını ortaya atan eşi Semra Özal, delil olarak da saç örneğini ABD'de tahlil ettirdiğini belirtmektedir. 2 Ekim 2012 tarihinde Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 19 yıl aradan sonra kabri açılmış olup ölümünün bir suikast olup olmadığının belirlenmesi için yapılan otopsi sonucunda Adli Tıp Kurumu araştırmalar ve bulgular sonucu zehir bulunduğunu ancak Özal'ın zehirden mi yoksa başka sebepten mi öldüğünü tespit edemediklerini açıklamıştır. Turgut Özal'ın ölümü kayıtlara kalp krizi olarak kaydedilmiştir. Peki sizin bu konuda ki düşünceleriniz nerdir? Yorumlarda buluşalım.
Yorumlar
Yorum Gönder