Kayıtlar

Eylül, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

ŞEKERLEME

Resim
  Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında biraz ağzımız tatlansın diye düşündük ve Osmanlı şekerlerinden bahsetmek istedik. Dilerseniz başlayalım… Osmanlı devletinde şeker çok önemli bir yere sahipti. Bunun nedeni şekerin oldukça pahalı olması ve genelde devlet büyüklerinin sert ve zor geçen divan toplantıları sonrasında “ağızları tatlansın” amacıyla dağıtılırdı. Halk ? Evet ya halk. Halk maalesef ki şekeri belirli zamanlarda kullanılırdı. Bunun bir nedeni ekonomik bir nedeni ise bulunmasının zorluğuydu. Osmanlı hanedanlığı bu durumu tatlı bir adet-gelenek haline getirmek için çalışmış. Şeker dönemi denilen bir gelenek bulmuşlardır. Sarayda güzel bir haber geldiğinde, şehzade doğurulduğunda ya da sultan güzel bir fetih yaptığında saray da renk renk şekerler yapılır, halka ve sarayın haremine dağıtılırmış. Ama her şeker değil. Osmanlı devletinin ilk zamanlarında sadece sultana özel olan “rahat-i halküm” adı verilen bu şekerlenin halk tarafınd

OKULLAR AÇILIYOR MU ?

Resim
  Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında bizleri okuyan öğrenci dostlarımızı da unutmayarak “Osmanlı da ki okulların açılışını” konuşacağız. Dilerseniz başlayalım. 11 Eylül itibariyle Türkiye Cumhuriyetinde okulların resmi olarak açıldığını, bir kesim öğrencilerin çok mutlu ama bir kesiminde “offf” diyerek okullarına döndüklerini biliyoruz. :) peki Osmanlı da durum nasıldı ? Osmanlı devleti hatta imparatorluğunda eğitim bilindiği gibi daha farklı işleyen bir müesseseydi. Kişinin bilgi, beceri ama en çokta isteğine göre ayrıldığı, müslüman ve gayrimüslimlerin ayrıldığı, şehzadelerin ve kadınların çok farklı yetiştirildiği bir dönemdi. Burada okuyan “talebeler” günümüzde görülen ve “pozitif bilimler” olarak adılandırılan derslerin (fizik, kimya, biyoloji, tarih,coğrafya vb.) dışında ilmi dersler de ( kuran, hadis, fıkıh, kelam vb.) görürler hatta astronomi, uzay ve dil dersleri alırlardı. Genellikle bu yoğunlukta ders görenler şehzadeler olur

İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK

Resim
  Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında sizlerle iki dirhem bir çekirden sözünü irdeleyeceğiz dilerseniz başlayalım. Günümüzde iki dirhem bir çekirdek sözcüğü güzel, havalı ve zengin giyinenler için kullanılmaktadır. Peki her zaman böylemiydi ?   Araplar Selçuklular ve Osmanlı devletinde altın, gümüş elmas gibi değerli mücevherler oldukça yaygın bir kullanıma sahipti. İnsanlar gösteriş olarak kullanmanın yanısıra bazen de ekonomik olarak kendilerini temsil ettiklerini düşünürlerdir. Çok ilginçtir ki keçiboynuzu çekirdekleri zamanının en güçlü bu üç devletinde de bolca yetişir, kuruma, nem ya da ıslaklığa karşı gramajlarında asla değişme olmayan nadir birkilerden biri olmuştur. Keçiboynuzu çekirdeğinin bu sabit gramajı da Osmanlı Arap Devletleri ve Selçukluda elmas, altın gibi değerli madenlerin ölçülüp satılmasında büyük bir görev almıştır. Peki günümüzde elmasları nasıl ölçüyoruz? Kadınların vazgeçilmez mücevheri olan elmaslar “karat” ö

ASKLEPİOS

Resim
   Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Pegasus" u inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Asklepios antik Yunan panteonunda sağlık, şifa ile ilişkilendirilen tanrıdır. Tanrı Apollon ve ölümlü Koronis’in oğludur. Mitolojiye göre; Teselya Kralı’nın kızı Koronis tanrı Apollon’dan hamile kalmıştır. Ancak tanrının çocuğuna hamile iken bir başkasını da yatağına alır. Bu durumu duyan tanrı Apollon kız kardeşi Artemis’den Koronis’i cezalandırmasını ister. Artemis de kadını cezalandırmak için bir ateşe atar. Kadın alevler içinde kaldığında Apollon çocuğuna kıyamaz ve Koronis’in karnını kesip alır. Asklepios, “keserek açmak” anlamına gelen ismini bu mitolojiden almıştır. Apollon oğlu Asklepios’u yetiştirmesi için at adam Kheiron’a verir. Yunan mitolojisinde yarı at yarı insan bilge bir kentaur olan Kheiron Asklepios’u hekimlik, cerrahlık, şifalı otlar, ahlak, erdem, savaş ve av konusunda eğitir.   Homeros,  İlyada’sında  Asklepios’dan

İLK SANATÇI

Resim
  Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında tarihte ki ilk sanatçıyı inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... O bir kadın lider, şair, sanatçı; tarihin ilk sanatçısı Enheduanna! ”Hayatım alevler içinde. O beni dağlardaki böğürtlen dikenlerinde mecbur etti yürümeye. Sıyırdı başımdan, Bir başrahibeye yaraşan tacı. Bir hançer ve kılıç verdi elime, ve dedi; ‘senin için yapıldı bunların ikisi de, çevir onları hemen kendi öz bedenine.” Bu dizelerin sahibi Akad kralının biricik kızı, sanat tarihinin ilk sanatçısı olan Enheduanna’ya ait. Kadınların akıl almaz yeteneklerini ve kalplerinden gelen o güçlerini tarih bize bir kere daha kanıtlıyor. Tarihin ilk sanatçısının bir kadın olması ise birçok yüreğe ilham oluyor. Akad Kralı Sargon’un ve Kraliçe Tashlultum’un kızı olduğu iddia edilen Enheduanna’nın varlığı ilk olarak Mezopotamya kazılarıyla ünlü olan arkeolog Sir Charles Leonard Woolley tarafından ortaya çıkartılıyor. Bu kazılar ve sonrasındaki çalı