Kayıtlar

Mayıs, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

AKHİLLEUS (AŞİL)

Resim
Herkese merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defter’in bu sayfasında sizlere klasik mitolojinin bilinen kahramanlarından ziyade araya kaynayan ama bir o kadar da önemli olan günümüzde adını sıkça andığımız fakat farkında olmadığımız bir tanrıdan bahsedeceğiz. Dilerseniz başlayalım… Akhilleus Truva Savaşında Yunan safhalarında yer alan en önemli tanrılardan biriydi. Bu zamana kadar karşımıza çıkamamasına şaşırdığımız Akhilleus bu savaşta kendini kanıtlamış ve az da olsa kitaplarımızda yerini almıştır. Konumuza geri dönersek; Myrmidon Kralı Peleus ve Deniz Perisi Thetis’in oğluydu. Şunu söylemek gerekir ki her tanrıçanın bir kehaneti vardır. Thetis’in kehaneti de “doğuracağı çocuk babasından daha güçlü olacağı ve onu tahtına oturacağı” konusundaydı. Bu kehanet gün yüzüne çıkana kadar Yunan mitolojisinin meşhur çapkınları Zeus ve Poseidon Thetis’in peşinden ayrılmamış gelin görün ki kehanet gün yüzüne çıkınca ikisi Thetis’den uzaklaşmıştır. (sebebi aşikâr 😊)  Akhilleus

19 Mayıs

Resim
Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı ilk defa 1926 yılında Gazi Günü adı altında Samsun'da kutlanmış, 24 Mayıs 1935'te Atatürk Günü adı altında resmiyet kazanmıştır. Beşiktaş'ın girişimleriyle Fenerbahçe Stadı'nda kutlanan bu ilk 19 Mayıs, Galatasaray ve Fenerbahçeli yüzlerce sporcunun da katılımıyla bir spor günü hâline gelmiştir. Bu organizasyondan bir süre sonra gerçekleşen Spor Kongresi'nde söz alan Beşiktaş Kurucu Üyesi Ahmet Fetgeri Aşeni, kutlanan Atatürk Günü'nün tüm gençliğe mal edilebilmesi için "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" adı altında her yıl yapılmasını teklif etmiştir. Kongrede oylanan bu öneri kabul edilmiş ve Atatürk'ün de onayıyla yasalaşmıştır. 19 Mayıs, 20 Haziran 1938 tarihli kanunla "Gençlik ve Spor Bayramı" adını almıştır. 12 Eylül Darbesi ile yönetime gelen Kenan Evren başkanlığındaki Millî Güvenlik Konseyi, Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılı olan 1981 yılını kanun çıkararak Atatürk Yılı kabul ve ilan

MOSKOVA'NIN SİMGESİ AZİZ VASİL KATEDRALİ

Resim
Herkese merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defter’in bu sayfasında sizleri çok değişik bir o kadar da güzel bir yere Moskova'nın derinliklerine götüreceğiz. Dilerseniz başlayalım. Dünyaca ünlü Kızıl Meydan’da yer alan katedralin inşasına 1555 yılında Korkunç İvan’ın emriyle başlanır ve yapı 1561 yılında tamamlanır. Dönemin teknolojisi ve şartları düşünüldüğünde bu kadar ihtişamlı bir yapının 6 senede tamamlanması olağanüstüdür.Rus Devleti’nin Kazan ve Astrahan hanlıklarına karşı kazandığı savaşların simgesi olarak yaptırılan Aziz Vasil Katedrali’nin 8 kubbesi her bir zaferi temsil eder. Kubbeler yapıldığı zaman altın olsa da ne yazık ki bu form günümüze kadar ulaşamaz ve her bir kubbe farklı renk ve kabartmayla tekrar süslenir. En uzun kubbesi 65 metre yüksekliğinde olan bu yapı UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Birçok döneme şahitlik eden Aziz Vasil Katedrali, her zaman şehrin en önemli yapıları arasında yer almıştır. Sovyetler Birliği dağılana kadar

ACIMASIZ KADINLARIN İNANILMAZ HAYATLARI “AMAZON KADINLARI”

Resim
Herkese merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defter’in bu sayfasında sizleri erkek egemen toplumlara baş kaldıran, bu başkaldırı ile de dünyaya nam salan amazon kadınlarının hikayelerini anlatacağız. Dilerseniz başlayalım Eski mitolojini rivayetlerinden birine  göre savaş tanrısı Ares bir amazon kraliçesi ile çiftleşir. Burada bir dipnot girmemiz gerekir ki amazon toplumu eski dünyada her zaman vardı. Fakat “amazon kadını” tabiri birazdan anlatacağımız efsane ile popülaritesini ve önemini kazanmıştır. Neyse efendim Ares’in bu çiftleşmesi sonucunda ilk amazon kadınlarının atası dünyaya gelmiş. Amazon topraklarında tabii ki erkekler ve erkek çocukları da vardır ama bir kız çocuğu kadar önem taşımamaktaydı. Kız çocukları çok değerli ve kutsal görünürdü. Doğumlarında akılları baki olana kadar ki süreçte “savaşçı bir kadın “olmak hakkında bilgiler inceden inceye işlenirdi. Hatta bir söylenceye göre “ergenlik çağına giren kızların sağ memelerini kesilirdi. Bunun nedeni daha

KEDİLERİN İNTİKAMI

Resim
Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları Kırmızı Defter’in bu sayfasında sizleri birazcık enteresan bir savaşa götüreceğiz. Bizlere biraz tuhaf geldi lakin yorum siz sevgili okuyucularımıza. Dilerseniz başlayalım… 14. yüzyılda 9. Gregory adındaki bir papa, bugün hala var olan ve bir çok insana ev arkadaşı olan kedilerle ilgili batıl inançların ortaya çıkmasında büyük paya sahiptir. Papa, Asya ve Avrupa’da yaşayan milyonlarca kedinin ve insanın hayatını birkaç yıl içinde karartmıştır. İnsanlık tarihindeki en büyük hastalık felaketlerinden biri olan veba salgını, nam-ı diğer “Kara Ölüm”ün ortaya çıkış sebebi konusunda, aslında birden fazla teori var. Yüzyıllar önce Avrupa topraklarında, önü alınamayan ve tahminen 75-200 milyon insanın ölümüne neden olan bir veba salgını oldu, hatta bu konuda bir yazımız da mevcut. “Yazılar” bölümünden ulaşabilirsiniz 😊  Bu trajedinin yaşanmasındaki sebep 9. Gregory adındaki Papa’nın kedi nefreti yüzündendir. Bu dönemde çıkarılan “Vox in

Güneş Tanrısı Helios

Resim
Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları Kırmızı Defter’in bu sayfasında sizleri güneş kadar sıcak bir yere değil bizzat güneşe, güneş tanrısı Helios'un yanına götüreceğiz. Güneş gözlükleriniz ve güneş koruyucu kremleriniz hazırsa başlayalım.. Yunan güneş tanrısı olan Helios, Titan Hyperion ile Theia’nın birleşmesi sonucu ortaya çıkan 3 göksel varlıktan biridir. Bu birleşmeden Helios (Güneş) dışında, “Ay Tanrıçası” olan Selene ve “Şafak Tanrıçası” olan Eos da doğmuştur. Helios, Romalılar tarafından Sol adıyla bilinir. Helios, her şeyi gören ve duyan tanrı olarak bilinir. Bu niteliğinden dolayı işlenen günahları cezasız bırakmayacağı düşüncesinden yola çıkarak yapılan her türlü işin tanığı olarak Helios çağrılır. Çoğu zaman her şeyi gören ve duyan tanrı olması nedeniyle özellikle yeminlere başka tanrılarla birlikte tanık olarak çağrılmıştır. Helios, kutsal ağaç ve mezarlara gizlice verilecek zararlara karşı da koruma gücüne sahip olmuş ve bu düşüncedeki herkes için uya

İŞÇİSİN SEN İŞÇİ KAL

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Sizlerle “Kırmızı Defterin” bu sayfasında "1 MAYIS" hakkında konuşacağız, başlığı Cem Karaca'dan içeriği dünyanın birçok kentinden alıyoruz sevgili okuyucularımız... İsterseniz başlayalım.. Özellikle 1880 yılları ve civarlarında dünyada ki bir çok fabrikalarda, şirketlerde çok hızlı bir büyüme, bu büyüme sonucunda da çalışacak işçi bulmada sıkıntısı görülüyordu. Başta "küçük çocukları" çalıştırmakla başlayıp daha sonra da yetişkin insanları günde 14-15saat çalıştırmaları, "karın tokluğuna" insanları çalıştırıp en azından düzgün bir maaş vermemeleri maalesef ki dünya tarihine geçen olaylardandır. Bu şartlar işçilerin, sağlık, iş güvenliği vb. temel haklarının kendileri tarafından savunulması gerektiği fikrini doğurmuştu. 1881 yılına gelindiğinde işçilerin temsili için kurulan Örgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu "8 saatlik iş günü" mücadelesini ülke geneline yaymak ve işçi