Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları Kırmızı Defter’in bu sayfasında sizleri güneş kadar sıcak bir yere değil bizzat güneşe, güneş tanrısı Helios'un yanına götüreceğiz. Güneş gözlükleriniz ve güneş koruyucu kremleriniz hazırsa başlayalım..
Yunan güneş tanrısı olan Helios, Titan Hyperion ile Theia’nın birleşmesi sonucu ortaya çıkan 3 göksel varlıktan biridir. Bu birleşmeden Helios (Güneş) dışında, “Ay Tanrıçası” olan Selene ve “Şafak Tanrıçası” olan Eos da doğmuştur. Helios, Romalılar tarafından Sol adıyla bilinir.
Helios, her şeyi gören ve duyan tanrı olarak bilinir. Bu niteliğinden dolayı işlenen günahları cezasız bırakmayacağı düşüncesinden yola çıkarak yapılan her türlü işin tanığı olarak Helios çağrılır. Çoğu zaman her şeyi gören ve duyan tanrı olması nedeniyle özellikle yeminlere başka tanrılarla birlikte tanık olarak çağrılmıştır. Helios, kutsal ağaç ve mezarlara gizlice verilecek zararlara karşı da koruma gücüne sahip olmuş ve bu düşüncedeki herkes için uyarı niteliği taşımıştır. Güçlü, kuvvetli ve çok yakışıklı bir delikanlı olarak canlandırılan güneş tanrısı, başında saç biçiminde ışınlarla tasvir edilmiştir.Helios’un gökyüzünü kat ettikten sonra gece boyunca dünyayı boylu boyunca çevreleyen Okeanos’un sularında altın bir kase içinde yüzdüğüne ve böylece şafak vakti tekrar doğuya geldiğine inanılır.
Rodos Adası, tamamıyla Helios’un mülkiyetindedir. Anlatılara göre Zeus, yeryüzündeki şehir ve adaları tanrı ve tanrıçalara paylaştırırken Helios’u unutmuştur. Bunun farkına vardığında ise paylaştırmayı tekrar baştan yapması gerektiğini söyler. Bunu duyan güneş tanrısı, buna gerek olmadığını Küçük Asya’nın güneyinde bir adanın denizden çıkmaya başladığını, o adanın kendisi için yeterli olacağını söyler ve Rodos Adası su yüzüne çıktığında ise ada üzerindeki egemenliğini ilan eder. Güneş tanrısının devasa bir heykeli kendisine adanmış Rodos adasındadır. Colossus adı verilen bu heykel antik dünyanın yedi harikasından biridir ancak M.Ö. 226 yılında meydana gelen bir depremde yerle bir olmuştur.Helios’un mitlerinden biri oğlu Phaethon’un ölümünü anlatır. Bu düşüncesiz genç, bir gün babasının ışıklı arabasını kullanmaya kalkar ama kontrolü yitirir. Çılgına dönmüş atları yavaşlatan ve dünyanın tümüyle yanmasını engelleyen tek şey Zeus’un zamanında müdahalesi olur. Phaethon arabadan düşer ve boğulur. Başka bir anlatıya göre ise Zeus, bir anlık öfkeyle genç adamı yıldırımıyla öldürür. Phaethon’un cansız vücudu gökyüzünden Po Nehri’ ne düşer.
Yorumlar
Yorum Gönder