KARANFİL DEVRİMİ
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hepinize merhaba sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında sizlerle "KARANFİL DEVRİMİ" hakkında konuşacağız dilerseniz başlayalım.
Darbeler, -ne sebeple ve nasıl gerçekleşmiş olurlarsa olsunlar- toplumları ileriye değil, geriye götürürler. Ve genellikle, geniş hak kazanımlarına değil, sınırlı bir özgürlüğe sebep olurlar.Çok da uzak bir geçmişe dayanmayan Karanfil Devrimi, faşist yönetime karşı tek kurşun atılmadan gerçekleşmiş bir askeri darbedir. Biz de, dünya tarihinin önemli gelişmelerinden kabul edilen Karanfil Devrimi’ni hazırlayan koşullardan ve devrimin sonrasında yaşananlardan kısaca bahsetmek istedik. Karanfil Devrimi, 25 Nisan 1974’de Portekiz’de şiddet kullanılmadan gerçekleştirilen askeri bir darbedir. Portekiz’in otoriter diktatörlükten demokrasiye geçişini sağlayacak, iki yıllık bir değişim sürecinin başlangıcı kabul edilmektedir. Darbe olarak başlamış, ancak rejim değişikliğine götüren siyasal-sosyal bir devrime dönüşmüştür.
Portekiz’de, 1930’lu yıllardan itibaren Yeni Devlet (Estado Novo) isimli, otoriter bir rejim varlığını sürdürüyordu. Dünyanın pek çok yerinde sömürge toprakları bulunan Portekiz, 1950’li yıllarda sömürgeleriyle ciddi sorunlar yaşamaya başladı. 1953 yılında Hindistan’ın, kıyılarındaki Goa, Daman ve Diu’nun statülerinin belirlenmesi için yaptığı görüşme talebi Portekiz tarafından reddedildi. Fakat 17 Aralık 1961’de, Hint birlikleri bu üç toprağın yönetimini ele almayı başardı. 1960’lı yıllara gelindiğinde ise, Afrika’daki sömürge topraklarıyla sorun yaşanmaya başlandı. Angola’da başlayan karışıklıklar 2 yıl sonra Gine Bissau’ya ve 1964’de de Mozambik’e yayıldı.Sömürgeleriyle sorunlar yaşayan ülkenin siyasal ortamı oldukça gergindi. Bu gerginliğin üzerine, 1965 yılının Şubat ayında muhalefet lideri Humberto Delgado’nun öldürülmesi eklendi. 25 Temmuz 1965’de gerçekleşen başkanlık seçiminde Estado Novo’nun adayı Amiral Américo Tomas yeniden başkanlığa seçildi. 1968’de rejimin başbakanı Antonio de Oliveira Salazar sağlık sorunları sebebiyle siyasetten çekilmişse de, yerine gelen Marcelo Caetano, aynı tavırla yönetimi sürdürdü. 1970’li yıllara gelindiğinde yönetim, sömürgelerinde başlayan gerilla savaşlarıyla karşı karşıya kaldı.Sömürgelerle yürütülen savaşın mali yükü halkın yaşamını olumsuz yönde etkilerken, zorunlu askerlik hizmeti de 4 yıla çıkartıldı. Aynı dönemde Birleşmiş Milletler tarafından çok defa kınanan Portekiz rejimi, Afrika’daki tutumu sebebiyle giderek daha da yalnızlaştı. Katolik Kilisesi de hükümetle arasına sınır çizmeye başladı. 28 Ekim 1973 seçimlerinde, bastırılan muhalefet aday göstermedi ve tüm milletvekillerini Marcelo Caetano’nun Ulusal Halk Eylemi kazandı.
Ülkede önce grevler başladı. Grevleri öğrenci hareketleri ve ordu içindeki hareketlilik izledi.Şubat 1974’de, General Antonio de Spinola’nın görevden uzaklaştırılmasına sebep olan, Portekiz ve Gelecek isimli; sömürge sorunlarına tek başına askeri yollarla çözüm getirilemeyeceğini, siyasal çözümler üretmek gerektiğini savunduğu yapıtı yayımlandı.Hemen ardındansa, bu rejimin ancak askeri bir darbeyle sona erebileceğini savunan ve sömürge savaşlarına karşı olan sol görüşlü askerler, Silahlı Kuvvetler Hareketi (Movimento das Forças Armadas – MFA) isminde gizli bir örgüt kurdular.
Devrimin başlangıç fişeği, 24 Nisan 1974 günü Eurovision Şarkı Yarışması’nda Portekiz’i temsil eden Paulo de Carvalho’nun E depoi do adeus isimli şarkıyı söylemesi kabul edilir.Yarışmanın ertesi günü, 25 Nisan 1974’de saat 12.15’de Zeca Afonso’nun ulusal radyo kanalında çalınan Grandola, Villa Morena şarkısı ise Silahlı Kuvvetler Hareketi’ne verilen gizli bir sinyaldir.Stratejik noktaları ele geçiren MFA, sokağa çıkma yasağını radyodan duyurmuşsa da, halk darbecileri desteklemek için sokağa çıktı. Devrime ismini veren; MFA’nın stratejik noktalarından biri olan Lizbon Çiçek Pazarı’ndaki karanfillerin, silah ve tank namlularına sokulduğu görüntülerin dünyaya yayılmasıdır. Devrim, düşük rütbeli subaylar ve sol görüşlü askerler tarafından yapıldığı için, Yüzbaşılar Hareketi olarak da isimlendirilir.
Devrimin Sonrasında...
- Karanfil Devrimi ile Batı Avrupa’nın en uzun süren diktatörlük rejimi yıkılmış oldu.
- Başbakan Caetano ve Devlet Başkanı Tomas, Brezilya’ya kaçtı.
- Eski rejimin siyasal partisi olan Ulusal Halk Eylem Partisi ve polis teşkilatı dağıtıldı.
- Siyasi polis abluka altına alındığında 4 kişiyi öldürdü. Ancak devrim süresince başka kimse zarar görmedi.
- Siyasal tutuklular özgür bırakıldı ve sansür kaldırıldı.
- Göreve gelen Ulusal Kurtuluş Cuntası, vatandaşlık haklarını ve demokratik hakları güvenceye almak için yeni bir anayasa hazırlamaya başladı.
- Sömürgeci politika ve sömürge topraklarında devam eden savaşlar bitirildi. Sömürge devletlerinde bulunan askeri ve idari personel ülkeye geri çağırıldı. Art arda sömürge toprakların bağımsızlığına dair anlaşmalar yapıldı.
- Mayıs’ın ilk haftalarında fabrika ve iş yerlerinde grevler, iş durdurma ve işgaller gerçekleşti.
- Devrimin gerçekleştiği ilk haftalarda yapılan çok sayıda işçi mitingine ve öğrenci yürüyüşüne kaç kişinin katılmış olduğu hala bilinmiyor.
- Kadınların Özgürlüğü Hareketi (MLM), devrimle birlikte ortaya çıktı.
- 12 Mayıs 1974’de bir gazetenin manşeti ‘Halk artık korkmuyor’ oldu.
- Özel işletme, fabrika ve bankaların kamulaştırılmasından sonra, Şubat 1975’de pek çok mülk sahibi Portekiz’i terk etti.
- Pek çok siyasi sürgün ülkelerine geri döndü.
- Karanfil ya da Portekiz Devrimi, işçi denetiminin çok büyük ölçekte yaygınlaştığı son Avrupa devrimidir.
- 25 Nisan, Portekiz’de Özgürlük Günü (Dia da Liberdade) olarak kutlanmaya devam edilmektedir.
- Rejim, yönetimi darbeci askerlere bırakmayı teklif ettiğinde Ulusal Kurtuluş Cuntası bu teklifi kabul etmişti. Ancak halk, askerin yönetimden tamamen çekilmesini istiyordu.
- Eski yönetimle iş birliği içindeki askerler, 3 defa darbe yapmaya kalkıştılar. 27-28 Eylül 1974’deki girişimleri işçi barikatlarını aşamadıkları için başarısızlıkla sonuçlandı. Ertesi yılki girişimleri de başarısız oldu. Her iki girişimin de lideri olan Spinola, başarısızlıklarının ardından iki seferde de Brezilya’ya kaçtı.
- Fakat 25 Kasım 1975’de yapılan üçüncü sağcı darbe girişimi başarılı oldu. Ordu içindeki sol kanat temizlendi, grevlere son verildi ve asker komiteleri dağıtıldı.
- Yaklaşık 1,5 yıl sonra Karanfil Devrimi yenilmiş oldu. İşçi sınıfının verdiği mücadelenin, tek başına siyasal rejimin sosyalizme dönüşmesine yetmeyeceği görüldü. BİR SONRA Kİ YAZIDA GÖRÜŞMEK ÜZERE KIRMIZI DEFTER DE KALIN…
Yorumlar
Yorum Gönder