TÜRK SANATINDA ALEM
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Herkese merhaba sevgili kırmızı defter okuyucuları. Kırmızı defterin bu sayfasında sizler ile "Türk Sanatında Alemler" hakkında konuşacağız. Dilerseniz başlayalım...
Alem kelimesi bir çok kaynakta farklı anlamlar içersede İslam Ansiklopedisinde ki mana bizim için en önemlisidir. Yol gösteren, işaret eden, bayrak, gibi bir çok anlama gelir. Alemlerin tarihi çok eski zamana kadar gitmektedir. İslamiyet öncesinde alemler tapılan, totemize edilen maddelerdir. MÖ. 7000 yıllarında Anadoluda alemlerin varlığı görülmekte, Alacahöyük ve diğer Hitit yerleşmelerinde altında ve gümüşten farklı alemler bulunmuştur. Buradan çıkarcağımız yorumsa alemlerin sadece islam kaynaklarında değil diğer kültür türlerinde de olduğudur.
Orta Asya da çadırların tepelerine koyulan alemler, ilerleyen kültür seviyesi ile su kuyularının tepelerine, kümbetlerin üst kısımlarına sonra islam kültürünün içimizde ki yeri tamamlanınca saray, cami ve savaş alanlarında ki padişah çadırlarının tepelerine koymaya başlamışız.
Avrupada ya da başka coğrafyalarda göremeyeceğimiz alemler anadolu beyliklerinden Karamanoğlu beyliği sırasın da çok farklı bir anlam yüklenmiştir. Öncesinde boynuz şeklinde olan alemler Karamanoğlu beyliği ile İslamiyetin temelde var olduğu düşünülen dört meshebine göre şekillendirilmiş, bu şekil sayesinde ayrımcılık yapılmadan İslam bir bütün olarak ele alınmıştır.
Alemler genellikle Kabeye dönük şekilde kullanılmıştır. Bunun amacı gayrimüslim birinin yönünü bulması bunu yaparken de İslamdan yararlanması. Bu düşünce İslamiyet öncesinde ise yolunu kaybeden biri bir Türk obasına girdiğini, ona yardım edenlerin Türk olduğunu ve unutmaması gerektiğinin sembolü olmuştur.
BİR SONRA Kİ YAZIDA GÖRÜŞMEK ÜZERE KIRMIZI DEFTER DE KALIN.
Yorumlar
Yorum Gönder