ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

TEK TUŞLUK SAVAŞ

Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Sizleri “Kırmızı Defterin” bu sayfasında "Atom Bombasından" bahsedeceğim. Dünyada büyük felaketlere, toplu ölümlere neden olmuş olan Atom Bombası dünyada ki bir çok insan için "felaket" niteliği taşısa da özellikle dünya tarihini değiştirmesi ayrıca bilim alanında da çığır açması sonucunda maalesef ki önem arz etmektedir.

Atom bombasının yapılması iki günlük bir olay değildir. Uzun yıllar üzerinde çalışılması ve belli bir sermayenin sonucunda olmuştur. 1942 yılında ABD’de önce uranyumu zenginleştirmek amacıyla tesisler kurulmuştur. Daha sonrasında ise Julius Robert Oppenheimer tarafından (1945 yılında) New Mexico eyaletinin Los Amalos şehrinde kurulan bomba yapım merkezinde üretilen atom bombası, Oppenheimer ve 5700 kişilik dev ordusunun en büyük buluşu ve en korkunç silahı olmuştur.

Sizlere atom bombasının bilimsel oluşumlarını ya da hangi kimyasal reaksiyonlar neticesinde geliştiğini ayrıntılı olarak anlatmayacağım. Fakat ilginizi çekme olasılığını düşünerek bu işleyiş süreci hakkında aşağıya bir makale bırakacağım...

Yüzyıllardır dünya toplumları savaşlar, katliamlar yapmaktadır ve her zaman bir taraf kazanırken bir taraf kaybetmektedir. Fakat bu savaşlarda sivil halk öldürülmesi (hiç yok diyemeyeceğim) oldukça düşük bir ihtimaldir. Fakat atom bombasının bulunması ile (bulunana kadar radyoaktif patlamalar ve dalgalanmalar sonucunda bir çok bilim insanı hayatını kaybetmiştir...) örneklerini gördüğümüz toplu can kayıpları yaşanmıştır. Savaşmanın da adil olması gerektiği (ne kadar adil olunabilirse) dünya devletlerinde kabul edilmiş olacak ki yaptığım araştırmalar sonucunda alınan toplu kararlar ile atom bombasının dünyada kullanımı yasaklanmıştır.


Atom bombasının bir kötü yanı ise patladığı coğrafi bölge üzerinde görünen uzun süreli etkileridir. Mesela bulunduğunuz yerde atom bombası patladı ama siz kurtuldunuz. Ne yazık ki tam manası ile kurtulmuş olmuyorsunuz... Bombanın patladığında yaydığı nükleer enerji sizden sonra gelecek olan nesillerin (belki iki belki üç) hastalıklı ya da fiziksel engelli doğmasına neden olmakta, patladığı alanda ki bitki türlerini de öldürmektedir. Bir daha kullanılmaması ümidi ile bir sonra ki yazıda görüşmek üzere...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞEKERLEME

BALBAL

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI