Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. “Kırmızı Defterin” bu sayfasında sizler ile Telephos'un kim olduğunu ve Pergamon'un efsanevi kurucusunu konuşacağız. Dilerseniz başlayalım...
Telephos Yunan mitolojisinde Herakles ile Auge’nin oğludur. Auge’nin babası Aleus, Tegea bölgesinin kralıdır. Bir gün torunu tarafından oğullarının öldürüleceği kehanetini alır. Bu kehanetin önüne geçmek için kızı Auge’yi Athena rahibesi yapar. Böylece kızı ebediyen bakire kalacak kehanet asla gerçekleşmeyecektir. Ancak, Herakles bölgeyi ziyaret ettiğinde, Auge’yi görür ve âşık olur. Auge kahramanımız Telephos’a hamile kalır. Bebek doğduğunda Aleus torununu Arkadya dağlarında ölüme terk eder. Kızı Auge’yi ise bir tekne yaptırarak açık denizlere bırakır. Telephos’u ormanda Herakles’in gönderdiği bir geyik emzirir. Herakles ardından oğlunu yetiştirmesi için kral Karithos’a bırakır. Auge’nin ise teknesi Mysia kıyılarına çıkar ve burada Kral Teuthras onu evlat edinir. Telephos büyüdüğünde kahinlere danışır ve annesini bulmak için yola çıkar. Bu arada yolda kazara dayısını o olduğunu bilmeden öldürür. Kehanet tesadüfi bir şekilde gerçekleşmiştir. Mysia’ya geldiklerinde Teuthras’a bir savaşta yardım ederler. Savaş bitince Teuthras, anne oğul olduklarından habersiz Telephos’u evlat edindiği kızı Auge ile evlendirmek ister. Herakles’e hala âşık olan Auge bu karardan memnun olmaz ve Telephos’u öldürmeye karar verir. Gerdek gecesi için yastığının altına bir bıçak saklar. Auge tam Telephos’a saldıracak iken Zeus onları ayırmak için bir şimşek gönderir. Sonuç olarak o anda bu kutsal işaret ile anne oğul olduklarını anlarlar. Durumu öğrenen Kral Teuthras Telephos’u diğer kızı ile evlendirir ve sonunda Telephos Mysia tahtının sahibi olur.
Diğer tarafta Paris, Helen‘i Truva’ya kaçırmış, Akhalar onların peşinden yola çıkmıştır. Mysia’ya ulaştıklarında savaşmaya başlarlar. Telephos bu savaşta Akhilleus tarafından yaralanır. Ancak aradan 8 yıl geçmesine rağmen bir türlü yarası iyileşmez. Bu nedenle kâhine danışmaya karar verir. Kâhin yarayı yalnızca açanın iyileştirebileceğini söyler.Böylece Telephos Akhilleus‘tan kendisine yardım etmesini ister. Karşılığında Truva’ya giden yolu bulmalarına yardım etmeyi teklif eder. Odysseus’un yardımıyla Akhilleus, yarayı açtığı mızrağının pasını Telephus’un yarasına sürterek mucizevi bir şekilde iyileştirir. Sonuç olarak Telephos’da Akhalara Truva’ya giden yolu gösterir ve Yunan ordusu yola çıkar.
Telephos kendi kentini kurmak için yola çıkar ve Pergamon’a (Bergama) gelir. Burayı kendi toprakları ilan eder. Telephos’un bu mitolojisi büyük ölçüde Pergamon Akropolüne II.Eumenes döneminde yapılan Zeus sunağının iç frizlerine kabartma şeklinde işlenmiştir. Bugün bu frizler Berlin’de Pergamon Müze’sindedir.
Yorumlar
Yorum Gönder