ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

İFFETLİ BİR BAKİR OLAN KADIN TASVİRİ


Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Sizleri “Kırmızı Defterin” bu sayfasında İsviçre doğumlu sanatçı Angelica Kauffman'ın gözünden "iffetli bir bakire kadın tasvirini" yorumlayacağız. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki tablomuz ve sanatçımız eski kalıp isimler ve düşüncelerin bol olduğu bir dönemde yaşamaktaydı. Kelimelerin anlamlarından çok yorumlamamıza odaklanırsanız daha iyi olacaktır... İsterseniz başlayalım...

İsviçre doğumlu sanatçı Angelica Kauffman, duvar dekorasyonunda uzmanlaşmış bir kişi olan babası Joseph ile birlikte sanat eğitimin almıştır. Çok yetenekli ve vaktinden önce gelişmiş bir ressam olan Kauffman; ilk bağımsız eserleri, gençlik yıllarından kalmadır. Kauffman, 1762'de Floransa'ya taşınarak hayatının çoğunda İtalya'da yaşamış ve çalışmıştır. İtalya'da sanat çevrelerinde yaygınlaşan Neoklasik fikirleri benimsemiştir.(Neoklasik: Antik Yunan ve Antik Roma dönemine ait tarzların yeniden canlandırılmasıyla ortaya çıkan bir akımdır.)Kauffman, Roma'daki ilk yıllarında (yaklaşık 1763), klasik heykel eğitimi aldı ve perspektif gibi teknik konuları mükemmelleşmiştir. 1766'da Kauffman, Lady Wentworth ile İngiltere'ye gitmiş ve İngiltereye varmalarından birkaç gün sonra Joshua Reynolds'un stüdyosunu ziyaret etmiştir. Kauffman için, yeni tarzın kurallarının sağlam bir şekilde yerleşmeye başladığı tesadüfi bir anda İngiltere'ye gelmişti. İki yıl sonra çalışmalarını sergilediği Kraliyet Akademisi'nin kuruluşunda yer almıştı. Kauffman kariyeri boyunca tarih ressamı olabilmek ve iç mekan dekorasyonunda çalışmak istemiş, ancak öncelikle portreleri için takdir almıştı.

Bu portre, klasik antik çağdan bir anı yeniden yaratıyormuş gibi olmuştur. Bu örnekte Minerva'ya bir adak adarken sunulan modelle, günün popüler bir modelini takip ediyordu. Bilgelik tanrıçası ve Roma'nın en büyük tapınağının (panteon) başlıca tanrıçalarından birini, solda arka planda bir miğfer takan ve elinde bir kalkan tutan bir heykel olarak tasvir edilmiştir. Modelin, üzerinde adağını adadığı ince bronz ocağın ayağı, Minerva'nın bir başka sembolü olan bir yılanla süslenmiştir ve etrafına dolanmış gerçek çiçeklerden bir çelenk vardır. Arka plan düzlemleri, iç duvarları ve soldaki bir bahçeyi tasvir etmek için kullanılan son derece serbest bir fırça darbesi ve oldukça seyreltilmiş pigment ile gerçekleştirilmektedir. Figürde, özellikle yüzünde ve saçında, çalışma daha yoğundur.
Bir sonra ki yazıda görüşmek üzere. Kırmızı Defter'de kalın...
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞEKERLEME

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

BALBAL