Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları Kırmızı Defter’in bu sayfasında sizlere Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir geleneğini anlatacağız. İsterseniz başlayalım:
Tarihte çoğu İmparatorluklarda ve Devletlerde gördüğümüz paraların üzerinde ki resim yada isimler; "nakış etme" geleneğinden gelmiştir ve bu konudan sizlere bahsedeceğiz. Dilerseniz önce paranın geçmişine gidelim. Para M.Ö 7 yüzyılda yaşamış Lidyalılar tarafından bulunmuştur. Lidyalılar daha öncesinde alışveriş yaparken takas sistemini kullanıyordu. Takas ile birbirlerine mal alıp veriyorlardı. Daha sonra Lidya kralı tarafından madeni paraların basım emri verildi. Tarihte üretilen ilk madeni paralar gümüşten oluşan bir sikkeydi. Bu sikkeler birbirine eşit olacak şekilde üretilmişti. Aynı zamanda
altın ile de bu madeni paralar basılmıştı. M.Ö Çin'de bıçak ve maya gibi ürünler ticarette takas karşılığı kullanılıyordu. Hal böyle olunca Lidyalılar da ticarette kullanılabilecek olan parayı icat etmiş oldular. Yapılan ilk paralar o dönemde bir yüzünde kralı simgeleyecek figürler diğer yüzünde de paranın değerini anlatan simgeler olarak üretilmişlerdir.( Hangi simge ya da sembolün ne manada kullanıldığı konusunda tarihçilerin kesin bir kararı olmasa da ...) Daha sonrasında ise yavaş yavaş devletler ve imparatorluklar tarafından bu para geleneği evrim geçirerek o dönemde başta olan kralın yüzünü nakış etmeye doğru gidilmiştir.
Şimdi ise gelelim paranın Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti zamanındaki basım biçimlerine. Osmanlı döneminde paraların üzerine dönemin padişahı olan kişinin adının süslü bir biçimde yazıldığı tuğralar basılırdı. Bu paralar çoğunlukla altından olur, nadiren de içine gümüş karıştırılırdı. (Bir devletin sikkesinin içine gümüş karıştırması o devletin ekonomik olarak kötü olduğunun da belirtisiydi) Her padişah kendi zamanında gücünü belli etmek için bu yöntemi kullanır ve paralar sürekli değişiklik gösterirdi.(Özellikle Lale Devri öncesi sürekli değişen padişahları ya da daha sonralarda ay da bir değişen sultanları düşününce hem mali hem de emek açısından oldukça zorlu bir dönem olmuştur.) Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan sonra ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bu geleneği devam ettirmek adına paraların üstüne "Cumhurbaşkanlığı" döneminde resmini koydurmuş ve anayasamızda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti paralarının üzerinde dönemin Cumhurbaşkanı’nın resmin olur.” şeklinde bu geleneği 26 Mart 1926 tarihinde kanunlaştırmıştır.
Fakat şimdi diyeceksinizki madem öyle neden şuan paralarımızın üzerinde bundan önceki dönem Cumhurbaşkanları yada şuanki Cumhurbaşkanının resmi yok. Hemen onuda sizlere izah edelim 😁
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk vefat ettikten sonra dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bu yasayı kullanarak kendi resmini bu paralara bastırmıştır. Halk tarafında bu durum pek garipsenmiş ve birsürü dedikoduları beraberinde getirmiştir. İsmet İnönünün ardından Cumhurbaşkanı olan Celal Bayar bu duruma el atmış ve 31 Temmuz 1951 tarihinde Atatürk’ü Koruma Kanunu adı altında bu anayasayı “Türk paralarının ön yüzünde sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi yer alır.” şeklinde revize ettirmiştir.Evet sevgili Kırmızı Defter Okuyucuları bugün sizlere varlığı bir dert yokluğu ise yara olan paranın dünya üzerinde ve ülkemizdeki olan tarihini anlattık. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere Kırmızı Defterde Kalın😁
Yorumlar
Yorum Gönder