ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

REBUL ECZANESİ

Herkese merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defter’in bu sayfasında sizleri eski tarihli bir eczaneye götüreceğiz. Bu sefer reçetede yazan “Kırmızı Defter” :) haydi başlayalım…


Rebul Eczanesi, 1895 yılında Jean Cesar Reboul tarafından İstanbul Beyoğlu’nda Grande Pharmacie Parisienne-Büyük Paris Eczanesi adıyla kurulur. Osmanlı’nın son dönemine tanıklık eden ve günümüze kadar kurulduğu yerde yaşamını sürdüren tek eczanedir. Cumhuriyet tarihinin ilk eczacılarından Kemal Müderrisoğlu, 1920’de Darülfünin-i Osmani Eczacı ve Dişçi Mekteb-i Alisi’nin ikinci yılında staj yapmak için Rebul Eczanesi’ne başvurmasıyla başlayan ve uzun yıllar süren bu hem ortaklık hem de baba oğul ilişkisi; 1938 yılında Türk halkını lavanta kolonyası ile tanıştırır. Önceleri Bay Reboul’un bahçesinde yetiştirilen lavantaların uçan yağlarından elde edilen kolonya, daha sonra her yıl Fransa’nın güneyinde Grasse kentine yakın bölgelerden gün ağarana kadar toplanan, kokusuyla fabrikanın ağır havasını yok eden, lavanta çiçekleri ile üretilmeye başlanır.


Sene 1939’u gösterdiğinde Bay Reboul ülkesine dönerken, gözü gibi baktığı eczanesini, hayattaki tek yakını olan genç ve çalışkan eczacı Kemal Müderrisoğlu’na devreder. Akabinde eczanenin ismi Rebul olarak değişir. Rebul Lavanta Kolonyası, kısa süre içinde Pera’nın erkekleri başta olmak üzere, İstanbul beyefendilerinin kokusu haline gelir. Rebul Lavanda kolonyadan ziyade daha çok babadan oğula geçen farklı bir mirasa dönüşür. Öyle ki, Beyoğlu’ nda dolaşmak için Rebul’un lavantasının sürülmesi gerektiği kuşaktan kuşağa bir efsane olarak aktarılır. Rebul Lavanda bir kolonyadan öte, o dönemin en popüler erkek parfümü, kuaförler tarafından saça uygulanarak stresten arındırıcı bir mucize, her eve götürülen en prestijli hediyesi olmuştur. 1981 yılında Rebul Lavanta Kolonyası ile Güzellik Ürünleri Dünya Kalite Kontrol Merkezi’nden altın madalya alınır.123 yıl önce Türkiye’ nin ilk eczanesi olarak, Beyoğlu’ nda kurulan Rebul, o günden beri İstanbul’un en canlı bölgesinde milyonlarca müşterisinin sağlık ve güzellik ihtiyaçlarını karşılamak için kendi laboratuvarlarında özel ürünler ve formüller oluşturmaya devam ediyor.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞEKERLEME

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

BALBAL