MAYA TAKVİMİ
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. "Kırmızı Defterin" bu sayfasında sizleri günlerimizi, haftalarımızı, aylarımızı gördüğümüz ve planladığımız takvimin bir farklı haline hatta ilk hallerinden birine götüreceğiz sizleri. Dilerseniz başlayalım.
Takvimin 144.000 günlük, yani neredeyse 400 yıllık, döngüsüne B’ak’tun deniyordu; Mayalar, 13 b’ak’tunun, tam bir yaratılış döngüsüne denk geldiğine inanıyorlardı. Hatta, dünyanın sonunun 21 Aralık 2012 tarihinde geleceğine yönelik inanış da 13. B’ak’tun o tarihte sona erdiği için ortaya çıkmıştı. Fakat, bu yanlış sanının aksine, uzun-sayım takvim dünyanın sonunun 2012 yılında geleceğini bildirmiyordu. Longwood Üniversitesi’nden arkeolog ve Maya uzmanı Walter Witschey, “Mayaların, b’ak’tunlardan daha uzun zaman dilimlerini ölçmek için nadiren kullandıkları birkaç birimleri vardı; bu birimler sayesinde milyonlarca yıllık zaman dilimlerini ölçebiliyorlardı.” diye belirtiyor. Milyonlarca yıla tekabül eden birimlerin varlığı; Mayaların, kıyametin 13. B’ak’tunda kopacağı inancına sahip olmadıklarını gösteriyor.
Kanada’daki çevrim içi Athabasca Üniversitesi’nden doçent Meaghan Peuramaki-Brown’a göre, Maya takvimi modern takvimlere pek çok açıdan benziyor. Peuramaki-Brown, “Birkaç döngülü takvimler (örneğin, ayların Ay’a, yılın ise Güneş’e göre ölçüldüğü Miladi takvim) ile doğrusal yıl hesabı (örneğin 2020, 2021, 2022), antik Mayalara tanıdık gelebilirdi. Bu sistemlerin arkasındaki mantık ve mekaniği anladığınızda, aradaki benzerlikleri o kadar da şaşırtıcı bulmuyorsunuz. Ne de olsa, Miladi takvim ile uzun sayım takvim aynı gözlemlenebilir doğal olayları temel alıyor.” diye söylüyor.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder