ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

BİR GARİP DOMATES DAVASI

 BİR GARİP DOMATES DAVASI

Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları Kırmızı Defter’in bu sayfasında sizleri geçmişte yaşanan tuhaf bir davanın hikayesine götüreceğiz dilerseniz başlayalım.


Günümüzde yaz kış tükettiğimiz sofralarımızın ayrılmaz parçası domates; bir zamanlar Avrupa da “zehirli ve kötü” bir yiyecek olarak kabul ediliyormuş. Bunun nedeni ise doktorlar, domatesin sadece apandisite değil, aynı zamanda mide zarına yapışan domates kabuklarından kaynaklanan mide kanserine de neden olduğundan korktukları için domates yemeye karşı insanları uyarırlarmış..

 Bu nedenle de çok fazla hasadı yapılmaz tüketilmezmiş. Fakat
Robert Gibbon Johnson isimli bir kişi yurt dışından domates fideleri getirerek kendi topraklarında yetiştirmeye ve satmaya başlamış. Fakat insanlar domatesi sadece süs için alıyor domatesler büyüyünce çöpe atıyorlarmış. Robert Johnson hem domates yemekten hem de domates hasadı ile uğraşmaktan vazgeçmemiş olacak ki bu konuyu yüce mahkemeye taşımaya karar vermiş. Tek amacı domateslerin zararsız olduğunu kanıtlamakmış. 1820 yıllında geçen bu olay büyük ilgi çekmiş ve mahkeme salonu tıklım tıklım dolmuş. Robert Johnson büyük bir ciddiyet ve heyecan içinde, hakimlerin ve halkın gözünün önünde bir sepet dolusu domatesi yemiş ve oracıkta ölmüş. Olayın bir başka sonu ise Robert Johnson kimseye haber vermeden mahkeme binasına giriyor ve tüm insanların önünde bir sepet domatesi yiyor. Korkulu ve hayretlik bakışların içinde afiyetle domateslerini yiyor ve aynı serin kanlılıkla salondan ayrılıyor.

İster ilk seçeneği ister ikinci seçeneğe inanın 1820 yılının Avrupa’sında bir domatesin mahkemeye çıkması oldukça tuhaf. Siz olsaydınız ne yapardınız ?



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞEKERLEME

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

BALBAL