ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

Resim
 Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Kırmızı Defterin bu sayfasında "Ölümden sonra ki hizmetkarları" tabi ki Mısır uygarlığına göre  inceleyeceğiz. Dilerseniz başlayalım... Ey Ushabti, eğer çağrılırsan veya ölüler diyarında yapılması gereken herhangi bir işi yapmak için görevlendirilirsen ‘İşte buradayım’ diyeceksin. Antik Mısır hükümdarlarının ölümlerinden sonra hizmetkarlarının kurban edilerek onlarla birlikte gömülmesi, yaygın ama gerçeği tam olarak yansıtmayan bir bilgidir. Bu eksik ve hatalı bilginin popülerliğini Hollywood etkisi olarak açıklayabiliriz sanırım. Mısır bilimciler, Birinci Sülale döneminde hizmetkarların gömülmesi gibi bir uygulamaya dair spekülasyonlar bulunduğu ancak o zaman dahi bunun istisnai bir işlem olduğu konusunda hemfikirler. Ancak Mısır inanışlarında zengin ve önemli insanlara öte dünyada hizmet edilebilmesi için daha ilgi çekici başka bir yol var; hizmetkar heykelcik Ushabti. Eğer dünyanın çeşitli müzelerini gezme fırsatınız

 PARNASSOS DAĞI (PARNASSUS)

Hepinize merhabalar sevgili Kırmızı Defter okuyucuları. Sizleri “Kırmızı Defterin” bu sayfasında  daha önce yapmadığımız bir şey yaparak bu çok ünlü olan Parnassos Dağı eserini inceleyeceğiz. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; ben ve ekibim içinde sanat tarihi okuyan ya da muazzam ölçüde bu konuda bilgili bir kişi yok. Bu nedenle tamamen yaptığımız araştırmalar ve birazcık da kulak dolgunluğu ile bu yazı hazırlanmıştır...



Bu Rönesans tablosunda Roma tanrılarının bir araya toplandığını görüyoruz. En önemli tanrıları olan Venüs ve Mars'ı hemen tespit edebiliriz. Sembolik bir yatağın önünde doğal bir kayalık kemer üzerinde gösterilmişler; arka plandaki bitkinin sağ tarafında (erkek olan) birçok meyve bulunurken ve döllenmeyi simgeleyen sol (dişi) kısımda ise yalnızca bir meyve bulunur. Venüs'ün duruşu antik heykelden gelmektedir. Onlara, maddi olanın aksine Anteros (cennetten gelen aşk) eşlik ediyor. İkincisi hala kemeri tutarken aynı zamanda, bir mağara atölyesinde resmedilen Venüs'ün eşi Vulcan'ın cinsel organlarını sembolize eden bir üfleme borusu var. Arkasında, belki de sarhoşun cahilliğinin bir sembolü olan üzüm görülüyor.
Eserin geleneksel yorumuna bakacak olursak , Battista Fiera'nın 15. yüzyılın sonlarına ait bir şiirine dayanıyor. Bunun bir alegori olduğu görülebilir. Mantua Ducal Sarayı'ndaki ünlü stüdyosu için bu tabloyu sipariş eden Isabella d'Este, Venüs ve kocası Francesco II Gonzaga ise Mars olarak tasvir edilmiş.
Kemerin altındaki açıklıkta Apollon lir (lir: mitolojik çağlardan beri bilinen ve kullanılan, kirişleri elle çekilerek çalınan bir çalgı) çalıyor. Dokuz ilham perisi evrensel bir uyum alegorisinde dans ediyor. Pegasus'un toynağının (sağda) dokunuşu, arka planda görülebilen Helicon Dağı'nın şelalerini besleyen kaynağı oluşturabilir. İlham perileri geleneksel olarak bu dağın korusunda dans ettiler ve bu nedenle Parnassos Dağı'nın geleneksel isimlendirmesi yanlıştır.
Pegasus yakınında geleneksel kanatlı şapkası, caduceus (birbirine dolanmış yılanlı kanatlı asa) ve haberci ayakkabılarıyla Merkür vardır. Zina yapan iki kişiyi korumak amacı ile orada bulunuyor.
Louvre koleksiyonunda nasıl bulunduğunu sorabilirsiniz. Peki, stüdyodaki diğer resimlerle birlikte, 1627'de Mantua Dükü Charles I tarafından Kardinal Richelieu'ya verilmiş, daha sonra Louis XIV döneminde Fransa'nın kraliyet koleksiyonlarına girmişti. Daha sonra Louvre Müzesi'nin bir parçası oldu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞEKERLEME

ANTİK MISIRIN ÖLÜM SONRASI HİZMETKARLARI

BALBAL